Merhaba defter,
Yine ben. Ama yeni değil yeniden, ben.
Yılmışlığın gölgesinde, gümüşten bir ay gibi parlayan umudumla, yaşama sevincimle ben...
Yine yorgun ama yarından umutlu. Amma bugünü hala yaşayamayan ben.
Sence ne yapmalı?
Geçmişe takılı değilim bilirsin. Mabel'in de dediği gibi "ölürdün unutmasan"...
Ama ders alayım derken çok mu abarttım güven işini...
Güvenemediğim ben miyim? İnsannlar mı? Ya da güven olayı kocaman bir balon mu?
Şimdilerde baktığımda, deneyimlediğm her şey o kadar kolay ki anlatamam.
Çok sıkıldım be defter, insanlardan, yaşananlardan, bazı şeyleri yaşanabilir sananlardan...
Rakı şişede durduğu gibi durmuyor net.
İyi de insan olduğu gibi oluyor mu?
Saçma sapan hırslarına yenik düşüyor, zira.
Yalan yok. Dimdik duruyorum, yaptıklarımın arkasında.
Yalan yok dimdik duruyorum sevgimin arkasında, hayat artık beni sevmese de...
Yalan yok, ben beni kaybetmiyorum ne olursa olsun...
Yalan yok, umrumda değil de dünya ki o haricinde...
Söyleyemem, kim olduğunu, ne olduğumu...
Söz ne defter;
Sen, ben ya da biz. Biz, biz bizeyken biziz... Kafamdaki tüm seslere rağmen, olduğum değil benden beklenen ya da insanların hayal ettiği ben olmaya bir adım daha...
Korkma! öldürdüm tüm o kelebekleri, ruhumla birlikte...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder